ElectronRun

Dirençler ve Renk Kodları

Elektrikte sürekli ihtiyacımız olan fakat birtürlü aklımızda tutamadığımız renk kodlarına Sinan Erdem bizim için açıklık getiriyor..
Bir direncin (rezistör) üzerindeki renkler, direncin OHM cinsinden değerini gösterir.
Genellikle dört ayrı renk bandı gözlenir.Renklerin simgelediği rakamlar:
Siyah : 0
Kahverengi : 1
Kırmızı : 2
Turuncu : 3
Sarı : 4
Yeşil : 5
Mavi : 6
Mor : 7
Gri : 8
Beyaz : 9
Altın : +/- %5 tolerans
Gümüş : +/- %10 tolerans
Boş ise : +/- %20 tolerans
3 adet bitişik bant ve bu bantlardan belli bir mesafeyle ayrılmış 1 adet tolerans değeri bandı vardır. 3 bitişik bant sol tarafta kalacak şekilde dirence baktığımızda ve bantları harflerle simgelersek:
A B C D
olarak görülen bir direnç, AB x (10 üzeri C) değerindedir. D ise tolerans değerini simgeler. Yani direnc değeri A ve B'nin yanına C'deki kadar sıfır eklenerek bulunur.
Örnek:
A B C D
5 6 3 Gümüş ise direnç değeri 56000 ohm olup, tolerans %10'dur. Yani belirtilen değerden %10 oranında (5600 ohm) az veya fazla olabilir.
Kaynak : Tübitak

Mikroişlemciler ve Kısaltmalar ;)

Mikroişlemciler ve onların birtürlü anlayamadığımız kısaltmaları;

MIPS : millions of instructions per second - Bir işlemcinin bir saniyede işlediği komut sayısı.
RISC : reduced instruction set computer - Komut kümesi küçültülmüş bilgisayar
CISC : Complex Instruction Set Computing - Karmaşık komut seti ile hesaplama
CPU : Central Processing Unit - Merkezi İşlem Birimi
CPI : characters per inch - İnç başına basılan karakter sayısı
MCU : Microprocessor Control unit - Mikroişlemcili kontrol ünitesi
ALU : arithmetic logic unit - aritmetik-mantık birimi
FPU : Floating Point Unit - Kayan Nokta Ünitesi
DMA : direct memory access - doğrudan bellek erişimi


Kaynak : Tübitak

"Einstein Sergisi" şimdi İstanbul'da !

Tübitak'ın aylık okuyucularına sunmuş olduğu Bilim ve Teknik dergisinin aralık sayısında , bilimle ilgilenenleri doğrudan ilgilendiren güzel bir haber var.. Dünyanın en ünlü fizikçisi ve en tanınan bilim adamı Albert Einstein'ın bilimsel çalışmalarının , özel yaşamının ve kişiliğine ilişkin özelliklerinin sevenleriyle buluşturulduğu ve ilk kez 2002 yılında ABD Doğa Tarih Müzesi'nin hazırlayıp Amerika'da izleyicileriyle buluşturduğu sergi , 2 Mart a kadar İstanbul Maslak'ta sergilenecek.
Sergi Küratörü ; Einstein'ın ışık , zaman , enerji ve çekim konularının özünün tümüyle başka bir biçimde yorumlandığını , evreni bir bulmaca gibi gördüğünü , gizemlerini çözmek ve değerlendirmek için en güçlü bilimsel silahını , yani hayal gücünü kullandığını söylüyor. Ayrıca Einstein'ın savaş ve şiddet karşıtı büyük bir adam olduğunu ve insanlığa ait sorumlulukları bulunduğunu da ekliyor ve Einstein'in bilimini ve kişiliğini ayrı ayrı düşünmemek gerektiğini hepsinin onun hikayesinin bir parçası olduğunu belirtiyor.

Sergi ; Einstein'in karnesini , Nobel Ödülü'nü ve el yazılarını da içeren belgeler ile fotoğrafların bulunduğu panolardan , animasyon , video film ve fotoğraf gösterilerinden , bazı sayısal ve etkileşimli sunumlardan oluşuyor. Daha önce Chicago , Boston , Ottawa , Kudüs ve Birmingham gibi şehirlerde izleyicileriyle buluşan sergi İstanbul-Maslak'da Doğuş OtoMotion'da 2 Mart 2008 tarihine kadar açık olacak. Tam ücretin 8 YTL , Öğrenci Ücretinin 4 YTL olduğu sergiye yaklaşık 300.000 ziyaretçi gelmesi bekleniyor. Eğer siz de bir bilim insanıysanız bu eşsiz sergiyi kaçırmamanızı öneririz...

Dalgaların Gücü + Green Enerji = Wave Energy (Dalga Enerjisi)

Enerji , dünya için önemi gittikçe artan konular listesinin en üstteki sırasını uzun zamandır koruyor. Özellikle de Küresel Isınmadan bahsettiğimiz şu günlerde artık daha green enerji üretmenin yolları aranıyor. Bu sebeple denizler de artık bilim adamlarının ilgi odağı... Aslında 2 asır önce Fransız bir baba – oğul 1799’da dev bir manivelayı yüzen bir gemiye monte ederek, dalgalar hareket ettirdikçe kıyıdaki pompaları, değirmenleri ve bıçkıları çalıştırmayı hayal etmiş ve bu projenin temellerini atmışlardı bile ancak buhar gücünün keşfi ile dalga gücü sadece çizimlerde kaldı. İki asır sonra petrol ambargoları ile dalga gücü bir kez daha gündeme gelse de, petrol fiyatlarının düşmesi ile bir kez daha rafa kaldırıldı. Dalga ve gelgit akıntısının oluşturduğu enerjinin tükenmeyen yenilebilir güç kaynağı olarak değerlendirilmesi artık bir hayal değil. Şimdiye kadar bildiğimiz ve yararlandığımız doğal ve green enerji kaynakları Güneş, Rüzgar, Jeotermal, Hidrojen, Hidro-elektrik ve Biyokütle idi ama şimdi Dalgalardan da söz etmenin zamanı...

Dalga enerjisi şuan sadece proje aşamasında ama kullanılan yöntemler çok çeşitli , ana mantık ise ; denizlerde, ayın çekim kuvveti ile meydana gelen gel-git olayının oluşturduğu enerji Potansiyel enerji olarak stoklanıyor ve dalgalardan devamlı alınan enerji, stoktaki potansiyel enerji ile dengelenerek lineer enerji elde ediliyor ve bu pompalar yardımı ile ya da oluşturulacak fiziksel ortam ile suyun kinetik enerjisine dönüştürülüyor ve günümüz teknolojileri ile (hidroelektrik santralleri ve çeşitleri gibi) bu kinetik enerji elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Ülkemizde birçok firma bu konu üzerinde dursada henüz Türkiye'de böyle bir santralden bahsetmek mümkün değil ama dünya da Belçika , Portekiz , Avustralya gibi ülkeler yanında Amerikada Pico States gibi adını daha önce duymadığımız eyaletlerde de bu uygulamayı görmek mümkün.
Ülkemizin 3 tarafının denizlerle çevrili olduğunu düşünsek ve ülkemizin enerji üretimi açısından gerçekten gurur duyulacak bir seviyede ve çeşitlilikte olduğunu anımsarsak; geriye tek birşey söylemek kalıyor , umarız yakın gelecekte bu temiz enerji den biz de yararlanırız...

Paramagnetic Painting ile Ruh Haline Göre Renk Değiştir !





Araba alırken yaşanılan en büyük problemlerden biri de hangi rengi seçeceğimizdir.Nissan firması geliştirmekte olduğu yeni "paramagnetic painting" ile sizin bu sorununuza çözüm arıyor. Paramagnetic painting ; içinde süpermanyetik demir oksit parçacıkları bulunan çeliğe uygulanan özel bir polimer ile elde ediliyor. Manyetitin nano ölçekteki kristal yapılı parçacıkları düşük dereceli bir manyetik alan yardımıyla kontrol ediliyor , kolloid kristallerin birbirlerine olan uzaklığı kontrol ediliyor ve ışığı farklı ölçülerde yansıtmaları sağlanıyor. Sürücü eğer dış kaplamaya manyetik akım vermeyi durdurursa, otomobil kendi özgün rengi olan beyaza dönüyor.

Bu yöntemi daha birçok alanda uygulamayı düşünen firma yetkilileri 2010 yılına kadar bu uygulamanın yaygınlaşacağını belirtiyorlar. Yani artık bütün duygularımızı "smileys" ile belirlediğimiz çağımızda , ruh halinize göre arabanızın rengini de değiştirmeniz mümkün !

Luna Gaia ; Ayın yeşil tarafı

Fransa Strasburg'da bulunan Uluslararası Uzay üniversitesi adına çalışan birçok uzay bilimcisi , biyolog , psikolog ve mimar 30 yıl içinde gerçekleşmesi beklenen Ay’daki ilk uzay üssü için bir çalışma yayınladı. Popular Science dergisinin bu ayki sayısında yayınlamasına göre ;bu uzay üssünde amaç ,11 astranotun 2 yıl süre ile hiç dünya ile bağlantıları olmadan ay da yaşamaları sağlanacak..

Bu nasıl mı olacak? Kendi sebzelerini yetiştirip , kendi enerjilerini üretecekler, kendi sularını oluşturup kendi balıklarını yetiştirecekler. Bu uzay üssü bu faaliyetleri gerçekleştirmek için 7 önemli özellikte yapılacak ;

1-Big Crater (Büyük Krater) ; Luna Gaia astronotları oluşacak solar radyasyondan korumak için yaklaşık 1 mil derinliğinde bir krater içine yapılacak.

2-Solar Energy (Güneş Enerjisi) ; Enerji , 10 m çapındaki aynaların güneş ışığını su tanklarına yansıtması ile oluşturulacak buhar ve buharla çalışan bir türbin ile üretilecek.

3-Inflatable Modules (Şişirilebilir Modüller) ; Şişirilebilir modüller dünyadan taşınabilmesi ve montajı kolay olduğu için seçilmiş ve çeşitli alanlarda kullanılabilir , radyoaktiviteden koruyacak yapılardır.

4-GreenHouse (Yeşil Ev ) ; Burada havadaki karbondioksiti oksijene çevirecek bitkiler ve yosunlar yetiştirilecek ve tamamen transparan yapıda olması sayesinde güneş ışığını alabilecek.

5-Fish Tanks (balık tankları) ; Vakumlu balık havuzları olacak ve iyi bir protein kaynağı olan balıklar buralarda yetiştirilecek.

6-Alg Tanks (Bakteri Tankları) ; Bu tanklar yardımı ile astronotlardan olan ya da diğer bölümlerde meydana gelen atık sular filtreler ve bakteriler sayesinde temizlenecek.

7-Living Quarters (Yaşama Alanları ) ; Astronotların günlük yaşam faaliyetlerini sürdürebileceği , spor yapabilecekleri , yemek yiyecekleri , oksijen ve atmosfer yapı oluşturulmuş , özel uyuma bölümlerinin olduğu bölüm.


NASA nın da destek verdiği bu proje adeta ufak bir kent inşa etmek gibi birşey... En geç 2040 a kadar inşaatının bitirileceğini söylenen Luna Gaia da 5 kadın 6 erkek astronot yaşayacak....

Makinaların savaşı ; UAV'ler

Değişen teknoloji hertürlü alanda çok büyük keşifler getirmesine rağmen bu gelişmelerden en büyük payı askeri silahlar ve savaş araçları alıyor. Son yıllarda sürekli bahsi geçen UAV ler (Unmanned Aerial Vehicles) ya da Türkçe isimleri ile İnsansız Hava Araçları bu alandaki en büyük gelişmelerden birisi. UAV'ler genel olarak; küçük boyutlarda olabildikleri gibi son yıllarda bombardıman uçakları olarak da kullanılan , gelişmiş elektronik donanımları kullanarak otonom uçan, bir data-link ile yer kontrol istasyonundan aldığı koordinatlar üzerinden geçerek, belirtilen bölgenin görüntü bilgisini istasyona aktaran insansız uçan araçlardır. Küçük olanlarının en büyük avantajı dikkat çekmeden uçmalarıdır.Bu sayede bilgi toplanılan yerde dikkat çekmedikleri için imha edilemezler. Bazı UAV ler üzerlerinde ise değişik coğrafik alanlarda kullanılmak üzere özelleştirilmiş sensörler kullanılmakta ; örneğin thermal sensörler , ses sensörleri gibi... Türkiye de şuanda bu teknolojiyi bir köşesinden yakalamış gözüküyor. 30 Ağustos 2007 tarihinde görücüye çıkarılan Gözcü Türkiyenin ilk UAV aracı.. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından üretilen Gözcü TAI yetkililerinin verdiği bilgilere göre bir gözlem uçağı , ama ilk prototipinde istenilen performansı verememiş görünüyor.. (Hürriyet ) Artık çağımız otonom çağı ve savaşlarımız makinaların savaşı....




Bu yılbaşında sevdiklerimize "Ekolojik Hediyeler" verelim !

Global ısınmanın kendini iyice belli ettiği bu günlerde bir gün de olmuyor ki hayal gücümüze bir sınır koyalım. Bizi sürekli teknolojik ve ekolojik haberleri ile bilgilendiren Inhabitat ın "Green Gifts" başlığı altındaki önerileri gerçekten bu konuda ne kadar ekolojik ve yaratıcı olabileceğimizi gösteriyor.


"Buy one give one !" (bir tane al , bir tane ver ) parolası ile satışa sunulan Bogo Solar Flashlight , solar paneli sayesinde kendi kendini şarj edebilen ve bir tane aldığınızda , bir tanesini de gelişmekte olan ülkelerden bir kişiye yollayarak onları aydınlatmanızı sağlayan ürünler. Gerçekten bu ışığa bile ihtiyacı olanları düşünürseniz gerçekten anlamlı bir hediye...


Bir hayvan evlat ediniyorsunuz , bunu yaparken özellikle soyu tükenmekte olanları tercih ediyorsunuz ve onlara yardım için içinizden ne gelirse bağışta bulunuyorsunuz onlar da size evlat edindiğiniz hayvanın tıpa tıp aynısının şirin tüylü oyuncağını yolluyorlar. World Wildlife Fund ın size vermiş olduğu bu hizmetle yeni yılda sevdiklerinize manevi değeri yüksek bir hediye vermeniz mümkün.


Bu fikirlerden hiçbiri hoşunuza gitmedi mi ? o zaman Plantable Eco Calender a bir göz atın. Ekilebilir ekolojik takvim olarak nitelendirdikleri ürünlerinde , her ay için bir yaprak var ve bu yaprağın içinde çeşitli bitkilere ait tohumlar. Kullandığınız ay bittiği zaman sayfayı bir saksıya ekiyorsunuz ve yavaş yavaş büyüyen bitkilerinizin tadını çıkarıyorsunuz...

Ya da tohumların yeşermesini beklemek istemiyorsanız ; arkadaşlarınıza birer tane Gift Trees ürünlerinden bir tanesini verebilirsiniz. Redwood , çom ya da ardıç fidanları seçebilir ve arkadaşlarınıza anlamlı bir hediye verebilirsiniz.



Bunun için size bir alternatif de Yule Tree To Be sunuyor. Size sunduğu özel yılbaşı ağacı tohumları ile kendi yılbaşı ağacınızı ekebilir ve yıllarca büyüdüğünü seğrederek keyif alabilirsiniz.


Sanırım gelişen bilgisayar çağında verilebilecek en güzel hediye ...Her çocuğa bir laptop parolası ile geliştirilen bu bilgisayarlar enerji taarruflu , sosyal ve eğitim alanında çok kullanışlı olmasının yanında en güzel yanı siz bu bilgisayardan çocuğunuza bir tane aldığınızda , bir diğeri gelişmekte olan ülkelerden birindebir çocuğa gidiyor... Daha bunun üzerine ne denebilir ki??

Klavyeme birşeyler oluyor...

Bilgisayar klavyeleri neredeyse bilgisayarların ortaya ilk çıktığı zamanlardan beri bizimle birlikteler ve biçim olarak fazla değişmeden parmaklarımızın altında yaşayıp gidiyorlar. Aslında çoğumuz da bundan gayetmemnun olmalıyız ki, geçen onca yıla rağmen klavyenin yerine geçecek ve yaygın kullanımda kendini kabul ettirecek bir başka teknoloji gündeme gelmedi. Diğer yandan klavyeler yıllardır aynı kalsalar da, bilgi teknolojilerinin gündelik hayatta kapladıkları yer arttıkça bu cihazlarla geçirdiğimiz vakit de, bunlara dair beklentilerimiz
de artıyor. Zira klavyeler artık eskiden olduğu gibi sadece yazı ve program girmek için kullanılan cihazlar değil. Bugün bir çok programdaki özel fonksiyonları kullanırken, oyun oynarken ve bilgisayardaki çoklu ortam dosyaları arasında gezinirken klavye üzerindeki ek özelliklere sık sık ihtiyaç duyuyoruz. Kısacası bilgisayarla ilgili her şeyde olduğu gibi klavyelerde de ihtiyaçlar artıyor, beklentiler değişiyor.Üreticiler de değişen ihtiyaç ve beklentilere cevap sunmak için gayet yaratıcı çözümler ortaya koymaktan geri durmuyorlar. Bunlardan kimi ergonomiyi yükseltmeyi hedefliyor, kimi fonksiyona odaklanıyor, kimi de kullanışlılığı artırmaya ve engellilerin hayatını kolaylaştırmaya çalışıyor. Yaratıcı yaklaşımlarıyla öne çıkan birbirinden değişik tasarımlar, bu alandaki çabalara ışık tutar nitelikte...


Buna ek olarak Eleksen firması "smart fabric interfaces" başlığı altında ürettiği kullanışlı , bir okadar da ergonomik olan bu klavyeler yardımıyla , seyatlerde bilgisayar tutkunlarına yardımcı olmayı hedefliyorlar. Hiçbir şekilde yer kaplamayan ve aynı zamanda da kolayca katlayıp taşıyabileceğiniz bu klavye bir usb port sayesinde bilgisayarınıza kolayca bağlanabiliyor. Su geçirmez özelliği de olan bu klavye ile kahve ya da su dökülmesinden korkmanıza da gerek yok. Bluetooth, su geçirmezlik, kompakt... hepsi bir arada taşınabilirlik ve rahatlık... Ayrıca arayüz soketleri ile uyumlu cep telefonlarınızı ya da tablet pc lerinizi de yönetmeniz mümkün.

Ideazon firmasının üretmiş olduğu z-board adını verdikleri bu katlanabilir klavye ise oyun severler için tasarlanmış bür ürün , zira "change is good" parolasını kullanmalarından anlıyoruz ki aslında herhangibir farklı fonksiyonu olmayan klavyenin farklı oluşunu gösteren tek özelliği zigzag yapısı...



İlk gördüğümde beni hayrete düşüren Safetype firmasının dikiz aynalı (!) , kendi tabirleri ile " vertical keyboard" (dikey klavye) olarak tanıttıkları bu ürün , üreticileri tarafından oyun sevenler için özel tasarlanmış.Firma bu ürünün sadece oyun severler için olmadığını , dizaynı ile tamamen insan sağlığı ve ergonomisini hedef aldığını vurguluyor.Çok uzun saatler bilgisayar başında oturanların ilgisini çekeceğe benzeyen bu ürün şu anda online satış olanakları da sunmakta..